5 Kasım 2012 Pazartesi

Murat Kazgan'ın birinciblog'a Verdiği Röportaj...


Uzakdoğu sporlarıyla uzun süre ilgilendim. Oldukça başarılı olduğum bir alandır. Yıllarca çeşitli branşlarda ülke çapında dereceler de aldım. Asıl branşım Kung-Fu da siyah kemer sahibiyim. Bu spor dalında katıldığım tüm müsabakalarda derece kazandım. Spora ara verdiğim 1992 yılına kadar tüm stillerde açık para ödüllü ring müsabakalarında da bulundum. Tüm bu müsabakalarda temas noktaları ve vuruşlarla ilgili çok net kurallar vardır. Son zamanlarda duyduğum bir spor dalı var ki müsabakalarında sınırsız bir vuruş serbestliği var.
Adı “Kafes dövüşü” olan bu mücadele sekizgen tel bir kafes ring içerisinde yapılıyor ve içinden çıkmak için ya kazanacaksınız ya da kendinizden geçip sağlam kalmayacaksınız. Her türlü vuruşun serbest olduğu müsabaka ayakta başlıyor yerde boğuşma şeklinde sürüyor. Yere düştüğünde de rakibe vücudun her heriyle vurmak serbest. Boğma tutuşu kırış pozisyonuna getirme ve hatta rakip pes etmezse bunları sonuçlandırmak serbest. Maçlar 5 dakikalık 3 round, ünvan mücadeleleri 5 round ve 5 dakika sürüyor. Dünyada çok izlenmeye başlanan bu spor ülkemizde de hızla yayılıyor.Bu alanın ülkemizde en iyisi kimdir diye ilk araştırdığımda karşıma bir isim çıktı. Lakabı Lord Pitbull olan bir sporcumuz, ülkemizde pek yeni olmasına rağmen kafes dövüşü denen MMA (Mixed martial arts) alanında dünyaca tanınmaya başlamış. Hemen kendisiyle konuşup randevulaştım ve karşınıza bu röportaj çıktı.
Lord Pitbull Murat Kazgan ilk bakışta ne kadar sert görünüşlü bir arkadaş anlatamam! İstanbul Anadolu yakası Çamlıca’ da kendi adını taşıyan Murat Kazgan Fight Academy’ nin verandasında beni bekliyordu. Doğrusu bu denli sempatik bir arkadaşla karşılaşmayı ummamıştım. Kısa bir tanışma sonrası bir şeyler içerek sohbete başladık. Masada yanımızda üç sporcusu oturuyordu ama hani  çıt çıksa da zıplasak şeklinde hazır kıta zımba gibi sporcular bunlar. Masadakilerden biri sonradan kardeşi Kaan olduğunu öğrendiğim çok genç bir arkadaş.  Murat artık en önemli hedefimiz Kaan diye söze başlarken ne kadar önemli bir sporcunun yetişmekte olduğunu anladım.
          Murat MMA  dövüşleri , kendinden ve Kaan’dan biraz bahseder misin?


MMA karma dövüş sanatı 90 yıllardan beri yıldan beri yapılan bir kafes dövüşü sporu. Ben bu sporu Türkiye de ilk profesyonel hayata geçiren kişiyim. Dünyada sayısız müsabaka ve kampta bulundum. Son bir kaç yıldır Kardeşim Kaan’ ı çalıştırıyor ve profesyonel sporcu olması için uğraşıyorum. Onun çok büyük bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki ay Kazakistan’ da Bushido FC müsabakasına katılacak. Bu maçlar daha önce İngiltere Litvanya ve Letonya’da yapılmıştı bu kez Kazakistan’ da yapılacak.  Dünyanın her yerinden dövüşçülerin menajerleri aracılığıyla davet edildiği müsabakaya Türkiye den sadece Kaan davet edildi. Bizim menajerimiz “Birol Topuz”. Kendisi Türkiye’nin bu alanda en iyisi. Onun bize desteği ve katkıları çok fazla.
Bu müsabakaların sonucunda bir unvan kazanılıyor mu?
Kaan henüz 17 yaşında ve bu ilk müsabakası. Ünvan için belli bir kariyeri olması gerekiyor.
Peki, bu işin en iyileri Brezilyalılar diye duymuştum doğru mu?



Aslında Brezilyalılar Jui jitsu alanında iyi oldukları için  yerde iyiler. MMA’ de karma bir yetenek gerekli. Kick boks, tai boks, klasik boks ve güreş alanlarının her birinde iyi olmalısınız kazanabilmek için. MMA 94 yılında gerçek anlamda başladı. İlk zamanlarında müsabıklar tekil alanlarda uzmandı. İşte o dönemde yer dövüşü henüz daha gelişmemişti ve Brezilya jui jisucularının hakimiyeti vardı. Günümüzde komple bir yeteneğin gerekliliği anlaşıldı. Şimdi UFC (Ultimate fight championchip) dünyanın en önemli organizasyonu.

Nasıl ortaya çıktı MMA ?
90′lı yılların başında dünyanın her yerinden tüm branşlardan dövüşçüler bir organizasyona davet edildi. Hangi branş daha iyi sınandı. Jui jitsucuların üstünlüğü burada ortaya çıktı çünkü ayakta yapılan bir darbe sonrası yerde kalan sporcuyu etkisiz hale getirme noktasında jui jitsucuların üstünlüğü fark edildi. Ben de daha önce güreş yapmıştım ama MMA den sonra daha fazla önem vermem gerektiğini anladım.
Müsabaka izlerken sporcuların branş ağırlıklarını fark edebiliyor musun ? Mesela çok tekme ağırlıklı bir sporcunun Tae-kwon docu olduğunu gözle ayırt edebiliyor musun?



Eskiden evet ancak son zamanlarda MMA’in gelişmesi ile bağlantılı olarak sadece MMA ağırlıklı çalışarak ortaya çıkan sporcular var,  kardeşim Kaan gibi. Bu sporcuların branştaki üstünlüğü fark edilir hale geldi.(4,24) Bu sporcular branşı daha ileriye taşıyorlar. Artık neredeyse ayda iki organizasyon yapılıyor ve bunlar uluslararası organizasyonlar. Televizyonların da yayınladığı bu maçlar hızla yayılıyor. 50- 60 bin seyircinin canlı izlediği maçlar olabiliyor. İngiltere ve özellikle Amerika’ da müthiş bir ilgi var
Kafes dövüşünde hangi ülke daha başarılı?


Maçın sonucunu yer mücadelesi belirlediği için özellikle üniversitelerde branş olarak güreş dersi bulunan Amerika ve Rusya bu alanda başarılı sporcular çıkarıyor. Ama dediğim gibi artık başlı başına bir spor olan MMA da onlarında üstünlüğü kaybolup Kaan gibi MMA’in kendisine yönelik çalışan sporcuların üstünlüğü geliyor.
Kategoriler nasıl belirleniyor? Mesela Kaan 17 yaşında, hangi kategoride mücadele edecek?



Kategorileri yaş belirlemiyor. Sadece kilo dikkate alınıyor. Kaan  57 kilo kategorisinde 27 yaşında çok tecrübeli Kazak bir sporcuya karşı mücadele verecek. Bu sporcu 14 maçta hiç yenilmemiş ve Kazakistan’ın  kendi kilosunda en iyi sporcusu. Sıkletler  94+,84, 77, ve benim de müsabık olduğum 70 kilo ancak katılım arttığı için bu yıl 66, 61 ve  57 kilo sıkletleri de eklendi.
Takımımın tüm antrenmanlarını sen yönlendiriyorsun. Bu alanda kendiniz nasıl geliştirdin?


Sporcu yetiştiren takım olarak tekiz. Daha önce takım kurmaya çalışan sporcu arkadaşlar oldu ama şu anda sadece ders veriyorlar. MMA takım oluşturmak gerçekten zor bir iştir. Bu nedenle Türkiye’nin her yerinden sporcular takımımıza girmek istiyorlar. Mesela Onur Marmaris’ te yaşıyordu. İki kez Kick boks Türkiye şampiyonluğu var. Takımımıza girmek için İstanbul’da yaşamayı seçti ve artık bizimle. Yakın ülkelerden bile takımımıza girmek isteyen sporcular oluyor. Takımımıza girmek gerçekten zor. Sizde bilirsiniz ki takım olmak zor olduğu gibi bizim antrenmanlarımıza dayanabilmek de zor. Günde iki antrenman yaptığımız oluyor. Bunun dışında dayanıklılık ve kuvvet için ayrı çalışmalarımız da oluyor. Hayatımızın tamamı burada geçiyor. Kabul edersiniz ki buna herkes dayanamıyor. Sürekli yurt dışına gidiyorum en son Brezilya’da antrenman teknikleri konusunu araştırmak için iki ay kaldım. Dünyada bir çok ülkede seminer ve eğitimlere gittim. Ben zaten MMA ile internette araştırma yaparken tanıştım. Araştırmayı okumayı ve kendimi sürekli yenilemeyi seviyorum. Antrenman model ver teknikleri konusunda çok kitap okudum bu konuda İsveç’te bir süre eğitim gördüm. Önümüzdeki ay San Diego’ya  bir organizasyon için davetliyim  Haziran ayında yapılacak olan özel bir turnuva  öncesi kamp  kamp yapmış olacağım hem de antrenman teknikleri konusunda çalışmalar yapacağız. 2007 yılında ilk yurt dışı deneyimimde gördüm ki profesyonel hedeflerime ulaşmak için dünyaya açılmalıydım.
Filmlerde uzak doğuya gidip manastır kamp yapan sporcuları görürdük.  Sporcu Uzak doğuya gider ve orada eğitim görür. Sen bu deneyimi yaşadın mı?



Dünya’nın bir çok yerine gittiğim gibi Tayland ve Singapur’da da kamp yapıp müsabakalara katıldım. Kendimi geliştirmem için bu şart.
Çok yoğun bir programın var sen yokken burada işler nasıl yürüyor?



Biz takım antrenmanlarını birlikte yapıyoruz. Takımda her branşta çok iyi sporcular var. Mesela boksör arkadaş boks antrenmanını, Kick boksçu kendi programını, Güreşçi sporcum kendi antrenmanını yaptırıyor böylece program sürebiliyor.
İşin çok kolay değil hem sporcu hem antrenörsün bunun yanında da sistemin devamlılığı için işletmecisin. Dünyada federasyonu bile olmayan bu sporda kendi maddi imkanlarınla ayakta durmak çok güç. Kulübünüzü görüp gezince gerçekten masraftan kaçmadığını gördüm. Ciddi giderleri olmalı kurduğun bu sistemin…

Kulübümüze katkılarından dolayı buradan “Yazıcı İnşaata” ve sayın Oğuzhan Yazıcı’ ya teşekkür etmek isterim. Kendisi her zaman bizim yanımızda oldu. Organizasyonlardan da gelirimiz var tabi. Büyük organizasyonların ödülleri de büyük. Bu maçları dediğim gibi 30-40 bin seyirci izliyor. Önlerde izlemek isteyenler bu maçlara 10 bin doları bulan bedeller ödüyor. Normal biletler 250 dolardan başlıyor. Önümüzde bir organizasyon var temmuz ayından beri buna hazırlanıyorum diyebilirim. Ödülü 1 milyon dolar olan bu müsabakaya dünyanın her yerinden 16 dövüşçü seçildi,  biri de benim. Fikstürü bile önceden belli olan çok büyük bir organizasyon. ilk Rakibim Roger Huerta benim bu işin daha başında örnek aldığım kişi o nedenle zevkli bir karşılaşma olacak.


Bu turnuva MMA tarihinde en büyük ödüllerini verecek. Bu turnuvada birincilik alan ülke MMA’in dünyadaki merkezi gibi görüleceği için de ayrıca önem taşıyor. Şampiyon neredeyse insanlar oraya gidecek. Ben bu güne kadar yaptığım her şeyi geleceğe dönük yaptım günü kurtarmayı hiç düşünmedim. Ben yatırımlarımı hep bu spor üzerine yapmayı tercih ettim ve bu da beni m ve sporcularımın bu noktaya gelmesini sağladı. Eğer 17 yaşında bir sporcu olan kardeşim Kaan’ı bu noktaya getirip çok usta bir dövüşçünün karşısına çıkartabiliyorsam ve yine Kaan için dünyanın her yerinden maç teklifleri geliyorsa ne kadar doğru yolda olduğumu anlıyorum.






Murat , hani bir söz vardır yere düşene vurulmaz denir :) Kafes dövüşünde her şey serbest yerdekine Allah yarattı demiyorsunuz çok vahşice değil mi ?













Görüntü olarak öyle ancak şunu unutmamak gerek karşıma çıkan sporcu da benim gibi hazırlıklı ve hiç de boş biri olmuyor. Antrenmanlarla biz tüm darbe ve ataklara antrenmanlıyız. Nereden ne gelir tahmin edebiliyoruz. Satranç gibi bir sonraki hamleyi düşünüyoruz. Bizde de kısıtlanmış vuruşlar var mesela göze parmak sokamaz, ısıramazsınız gibi.
Ama adam yerdeyse vurmaya devam değil mi?


Evet ama yerde kapanıp kendini koruyarak bir sonuca ulaşamazsın bizim sporda kapan kapan nereye kadar . ya pes edeceksin ya sen de atağa kalkacaksın. Yani aslında asıl mücadele o vahşi görünen yerde veriliyor. Ben acıya çok dayanıklıyım benim avantajlı yanım da bu. Acıya dayanmak ve belirli kuvveti sonuna kadar koruyabilmek çok önemli bizde.
Özel hayatına gelelim biraz nasıl beslenir, nasıl uyursun? 


Takımımız sekiz kişi ve hepimizin tek işi MMA ve günde en az iki antrenman yapıyoruz. Bu nedenle de takıma sporcu kabul etmemiz çok güç oluyor. Her sporcu bu tempoya uyum sağlayamaz. Hayatımdaki insan beni bu şekilde kabul ediyor ve müsabakalarımı izlemeyi çok seviyor.
Murat’ la çok içten bu söyleşimiz sonrası teknikleri yakından görmek ve kafes dövüşünü denemek için ben de ringe çıktım. Gerçekten çok etkili sıkıştırma teknikleri ve kilitlemeleri dikkatimi çekti. Benim Lord Pitbull da tespit ettiğim en önemli özellik devamlılığını koruyabildiği kuvveti. Yerde çok hızlı ve güçlü.

Bu sakin görünüşlü arkadaşla sakın sokakta karşılaşmayın derim. Karşılaşırsanız da göze parmak saç çekme ve ısırma gibi kural dışı hareketlerden kaçının yoksa bir daha yapma şansınız olmaz benden söylemesi :)
Twitter:@KazganMmaTeam
www.muratkazgan.com
Tel: 0555 970 19 43
Murat Kazgan’ın dövüşünü izlemek için:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder